UYGARLIĞA YAZILMIŞ ŞİİRLER

HEYBET AKDOĞAN UYGARLIĞA YAZILMIŞ ŞİİRLER

von

“Tarih hiçbir zaman tek taraflı bir iradenin eseri olarak gelişmez; her zaman iki zıt ucun diyalektik bağı halinde çelişkili olarak gelişir. Yeniyi temsil eden özelliklerinin başatlık kazanmasıyla yeni bir dönemi başlatıyor. Toplumsal olgu ve hareketlilik bu ana çerçevede tüm toplumlar için geçerlidir.” (Ali Fırat) Avrupa merkezli bir sosyal bilim anlatısı olarak uygarlık kavramını ve bu kavram kapsamında yer bulan kent, sınıf, devlet yapılanmasını da benzer ana çerçeve içerisine oturtmak ve tarihin ana akışındaki iki zıt uçtan biri olarak tanımlamak pekala mümkündür. Her ne kadar Avrupa merkezli sosyal bilim uygarlık kavramını edep, erkan, ahlak, zerafet ve kültür temelinde insanın kazandığı düzey, farklılık ve ‘’insanların doğaya egemen olma, toplum olarak iyi bir yaşama ulaşma çabasından çıkan sonuçların, bilim, teknik, sanat ve kültürün tümü’’biçiminde tanımlasa da, aslında gerçeklik bunun tam tersidir. Uygarlık, tarihin ana akışındaki